15 Haziran 2021 Salı

Tek Ayakla Yürünmez

Yürümek düzen gerektiren bir olgu ve belli bir ritimde yapılması gerekir.Örneğin sol ayağınızla attığınız bir adımı ele alalım. Sol ayakla atılan adımı teknik olarak sağ ayağın takip etmesi gerekir. Çünkü yürüme olgusu iki ayağın sıra ile olan düzenli deviniminden meydana gelir. Sol ayakla iki adım üst üste atmak istersek mutlaka sağ ayağımızı kaldırmamız veya hareket ettirmemiz gerekir. Aksi takdirde yerimizde hareket etmek için yalpalanıp dururuz ya da yürümenin bir alternatifi olan sürünmeyi seçeriz ki bu da sırayla adım atmaktan çok daha zor bir durumdur.

Yaşantımızı yürüme olgusunun ekseni içinden bir çerçeveye oturtmak ister ve bu yönden bir anlam yüklemek istersek hayatı adım atmak kadar basit bir olgudan ibaret kılabiliriz ama hayır sürünmek olgusuna ya da sol ayakla üst üste iki adım atma olgusuna yerleştirmek istersek işte o zaman birçok şeyi karmaşık bir hale getirmiş oluruz ve meydana bir kaos çıkartırız.


Şöyle düşünelim aldığımız kararlar ve bunların doğuracağı sonuçlar birer adım olsun ama bu adımlar farklı ayaklarla atılacak diye düşünelim. Benzer ve zorlama konuların aynı ayaklara düştüğünü ve bunların yanında da sonu olumsuz bitecek riskleri sürünme olgusuna yerleştirelim. Risk dediğimiz olayı da sürekli aynı yöntemlerle yapılan ama bir sonuç doğurmadığı için sürünerek ileri gitmeye çalıştığımız bir kavram olarak düşünelim ve bundan hayat üstünden bir sonuç çıkarmaya çalışalım.


Bazen yeni bir şeyler denemek için kararlar alırız. On tane karar alıyorsak yüksek ihtimalle sadece çeyreği kadarını yerine getirip dururuz. Aldığımız kararların bize neler getireceğini hayatımızda nasıl değişimlere yol açacaklarını genellikle sürprizlere bırakıp çok da üstüne düşünmemek için "amaaaan" kelimesine sığınırız. Eğer yaptıklarımız bizim için yararlı şeyler ise gerçekten de şanslı sayılırız ama değilse ve biz hala bunlarda diretip bunun üstüne de düşünememeyi seçiyorsak işte bu sefer içinde barınmamız gereken kelimenin "aptallık" olması gerekir. Ama ne demişler "kimse yoğurdum ekşidir demez" bizler de akıllarımızı yüceltip herkesin yoğurdunu ekşitip duruyoruz bir nevi. Ama bizim yoğurduğumuzun da ekşiyeceğini hiçbir zaman göz önünde bulundurmak istemiyoruz çünkü bizim bizce yüceltilmiş bir aklımız var.

Çoğu zaman bir şeylerde diretip dururuz olmasa da üstüne gideriz, kötü alışkınlıklar ediniriz bize verdikleri zararların hepsini bilerek. Ama "amaaaan" kelimesi hepsinin üstünden gelmeye yettiği için bir daha "amaaaan" çekip her şeyi göz ardı ederiz. Durmadan aynı ayakla adım atıp ilerlemeye çalışırız, ama nafile. Hareket ettiğimizi sanıyor olsakta yerimizde saymadan dururuz. Çünkü unutmamak lazım yerinde saymak için de bize iki ayak lazım.

Bir zaman sonra yerimizde sabit durduğumuzun farkına varırız ve hareket etmek için sürünmeye başlarız çünkü aldığımız kararlar tek ayakla yürümeyi gerektiren tarzdan ve bu da olmayacağına göre bize kalan sürünmek ve sürünmek yavaş olsa da sürünmek.
Sürünmeye başlarız ama bir çok şey için geç kaldığımızı unutmuşuzdur ne de olsa zamanın bize biraz daha zaman vermeye hiç zamanı yok. Her şeyi telaşla ve yetiştirme korkusu ile yaparız ve bu acelecilik bize hiçbir şeyin tadını alma fırsatını bırakmaz.

Her şey tükenip bittiğinde içimizi çeker ve şu cümleyi ederiz "Keşke yürümek için iki ayağımı da kullansaymışım"
                                                                                                      
                                                                                                                                          Umut Arık

1 yorum:

  1. "Keşke ayaklarıma sistemli bir şekilde adım attıracak kadar sağduyuya sahip olsaydım diyor insan..." Elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil